Reflü Hastalarının Oruç Tutması

Reflü Hastalarının Oruç Tutması

Reflü Hastalarının Oruç Tutması

Bazı uzmanlara göre reflü hastaları, hastalıkları için alacakları önlemlerle oruçlarını aksatmadan tutabilirler. İlaç kullanan reflü hastaları ramazandan önce doktoruna başvurarak ramazanda ilaçlarını nasıl kullanması gerektiği konusunda gerekli bilgileri aldıktan sonra orucunu tutabilir. Reflü hastalarının bu şekilde yapmaları hem oruç ibadetlerini aksatmamaları hem de sağlıklarını korumak açısından son derece faydalıdır. Ayrıca reflü hastalığı olanlar iftarda ve sahurda tek seferde fazla yemek yemek yerine bu öğünleri ikiye bölerek azar azar yemeleri onların lehine olacaktır. İftarı ve sahuru bu şekilde yapmak reflü hastalarının reflülerinin artmaması adına çok önemli. Özellikle ramazan ayının gelmesiyle sindirim sistemi hastalıkları artabilir. Hastalar da hem dini vecibelerini yerine getirmek hem de sağlıklarını korumak istiyorlar. Bu tür durumlarda da hastaların doktorlarına başvurmaları ve doktorların tavsiyelerine kulak vermeleri gerekmektedir.

Reflü Hastaları & Oruç Tutma

Reflü Hastaları & Oruç Tutma

Normal şartlar altında insanların midesi yiyecekleri eritmek ve bakterileri öldürmek amacıyla asidik bir ortama sahiptir. Bu asidik ortam asit salınımı yapar. İnsanların yemek borusu ise bu asitten mideyle yemek borusu arasındaki kapakçıklar ve mekanizmalar sayesinde korunur. Ancak bu kapakçıklarda veya mekanizmalarda herhangi bir sorun oluşursa işte burada ortaya reflü hastalığı ortaya çıkar.

Midenin asit üretmesinin bazı nedenleri vardır. Bu nedenlerin başında da yemek düşüncesi gelir. Yani insanlar yemek düşüncesine sahip oldukları zaman mideleri de asit salınımı yapar. Ramazanda da tutulan oruçtan dolayı ve oruç saatinin de uzun olmasından dolayı insanların yemek düşünülmesi kaçınılmazdır. Bu düşünce de insanlarda asit salınımının armasına sebep olur. Midenin asit salgılaması için ikinci bir şart ise; mideye alınana yiyecek ve içeceklerdir. Mideye giren yiyecek ve içeceklerim mideyle teması olduğu andan itibaren mide asit salgılamaya başlar. Bu durumda salgılanana asit mide asitinin %60’ını oluşturuyor. Ancak ramazanda mideye herhangi bir yiyecek ve içecek girişi olmadığı için bu asit salgılanmaz ve mide bu şekilde az da olsa rahatlar.

Mide ramazanda asit salgılamadığı için de midenin salgıladığı asite bağlı olarak ortaya çıkan mide rahatsızlıkları da önemli ölçüde azalır. Ramazanda reflü hastalarının şikâyetlerinin gerilediğini belirten uzmanlar bunun sağlanabilmesi için de sahur ve iftar zamanı arasındaki mesafenin iyi ayarlanması üzerinde durmaktadırlar. Sahurda ve iftarda yenilip içilenlere dikkat edilmediği takdirde ise sanılanın aksine reflü hastalığının artma riski de bulunmaktadır. Oruç tutarken mide ilaçlarının düzenli bir şekilde kullanılması, öğünlerde fazla ve hızlı yemek yenmemesi, yemekten hemen sonra uyunmaması ve daha az yağlı yiyecekler tüketilmesi reflü hastalığı şikâyetlerinin azalmasına vesile olacaktır. Özellikle mide ilaçlarının zamanında ve dozunda alınmasının gerekliliği üzerinde duran uzmanlar bu şekilde ilaç alımı olduğu takdirde özellikle reflü hastalarının herhangi bir sıkıntı yaşamayacağını ve kişilerin hem sağlıklarını koruyacaklarını hem de ibadetlerini yerine getireceğini vurgulamaktadırlar.

YORUM YAP